Yazaaneye Kaydol

Yazaanede Olan Bitenden Haberdar Ol:

Delivered by FeedBurner

Subscribe to Nevzatın Yazaanesi by Email

29 Nisan 2017 Cumartesi

Yin Yang'ın Başka Bir Veçhesi Teknolojik Dönüşüm (Kodak, Nokia, Tesla, Endüstri 4.0 ve Sonrası)

Hızla gelişen ve değişen dünyada öne çıkabilmek için dünyanın, toplumun ve pazarın değişim hızından daha hızlı olmak gerekiyor. Günümüzde artık değişimin hızı da artmıştır. Bir yatırım için karar verip harekete geçene kadar; pazar, müşteri beklentileri veya toplum değişebilmektedir. Bu duruma en iyi örnek “Nokia ve Ericson” şirketleridir. Cep telefonunun ilk çıktığı, bir salgın gibi dünyaya yayıldığı yıllarda, piyasayı elinde tutan en büyük firma Nokia idi. Cep telefonu ile konuşabilmek, SMS ile haberleşebilmek adeta bir devrim gibi bir şeylerdi. Artık telefon için masa telefonlarına ihtiyacımız kalmamıştı. Her yerden mobil olarak herkese ulaşabilir olmuştuk. Hele SMS ile mesajlaşmak, sanki şimdinin email'i kadar önemli bir iletişim aracına dönüşmüştü. Hani o antenli, "takoz” diye belimizdeki kılıflarda, çantamızda taşıdığımız, antenleri upuzun olan cep telefonları! Bu pazardaki en büyük firmaları Nokia ve Ericson şirketleri idi. O firmaların telefonlarının satışları, tüm dünyada kasırga gibi esiyordu. Hem de o "takoz" telefonlar oldukça astronomik fiyatlara satılıyordu. Cep telefonları zamanla küçülmeye, ekranları renklenmeye, işletim sistemleri ile akıllanmaya başladılar. Özellikle de Nokia şirketi, o kadar büyümüştü ki, belki o yıllarda dünyanın en değerli şirketi haline gelmişti. Fakat çep telefonları geliştikçe, ekranlar büyümeye fakat tuşlar kaybolmaya, telefon tuşların yerini dokunmatik ekranlar almaya başladı.Nokia buradaki geçişi, müşteri beklentilerini ve eğilimini tam anlayamamıştı. Fakat Apple, müşterilerine yıllardır sattığı müzik dinleme aleti olan ipod'a telefon özelliklerini ekleyip ismini de "Iphone" olarak piyasaya sürüverince, adeta yer yerinden oynadı! Bu olay, tüm dünyada o kadar büyük bir sansasyon yarattı ki, herkes bu olayı konuşmaya başladı. Çünkü, Apple’ın yaptığı bu devrim ile cep telefonu artık akıllı bir bilgisayara dönüşmüştü. Artık cep telefonlarımız ile bilgisayarımızın yapabildiği bir çok şeyi yapabilmeye başlamıştık. Cep telefonumuz ile iletişim kurabildiğimiz gibi, iş maillerimize ulaşabiliyor, fotoğraf çekip paylaşabiliyor, görüntülü konuşabiliyor, bir çok bilgisayar dosyasını açabiliyor ve hatta cep telefonumuz ile bazı bilgisayarda kullandığımız uygulamalarını kullanıp çalışabiliyorduk. Çünkü o artık sadece bir cep telefonu değil, bir akıllı telefona dönüşmüştü. Çünkü artık onun bir işletim sistemi vardı. Uygulama yükleyip kaldırabiliyor, yazılımını güncelleyebiliyorduk. Daha sonrasını biliyorsunuz. Google Apple’a rakip olarak “Android”i çıkardı. Ve bu günlere geldik. Ve Nokia şirketi, hiç kimsenin aklına gelmeyecek şekilde, teknoloji yarışında geri kalarak, neredeyse iflas noktasına geldi. Artık Nokia ve Ericson cep telefonları, ancak yaşı büyük olan insanların hatırladığı uzak bir efsane olarak kaldı. Belki endüstri müzelerindeki yerlerini de çoktan almışlardır. Hem de 10-15 yıl gibi kısa bir süre içinde adeta doğdu, büyüdü ve öldüler! Aslında Nokia ve Ericson şirketleri, araştırma geliştirme, yönetim olarak çok yanlış şeyler de yapmamıştı. Yanlızca Apple ve Google’ın görebildiği, müşteri ve pazar eğilimlerini onlar görememiş veya anlayamamışlardı. Veyahut Apple, durumu herkesten çok daha hızlı görüp, müşteri beklentilerini de aşıp, adeta pazarı kendisi şekillendirmişti. Bu durum tıpkı rahmetli Henry Ford’un o çok meşhur sözünü “İnsanlara ne istediklerini sorsaydım, daha hızlı giden at arabaları üretirdim” sözünü hatırlattı bana. Kendisi ne kadar geniş ve ileri bir vizyona sahip bir insanmış değil mi? Bizim bugün, her gün kullandığımız arabalarımızı ve sanayinin itici gücü olan otomotiv endüstrisini, biraz da bu vizyona borçluyuz aslında. Ama ya sonrası?
Çok sevdiğim bir arkadaşım Tesla'nın olayını bir çılgınlık olarak gördüğünü söylemişti. İnsanların daha tasarımı bitmemiş, ortada henüz olmayan bir araç modelinin, daha üretim yapacak bir fabrikası olmayan bu markanın 2-3 yıl sonra piyasaya çıkacağını vaad ettiği bir otomobilini şimdiden satın almak için kuyruğa girmelerini, parasını peşin vermelerini bir dini bağlılık gibi, hatta dinden de öte, bir "Tesla tarikatı" olarak gördüğünü söylemişti. Ancak bu gibi davranışları ve günümüzün tüketim anlayışını kimliğimizin bir parçası haline getireli çok zaman geçti. Apple’ın yeni çıkaracağı iphone, ipad, mac yada iwatch modelini ilk satın alan, ilk kullanan insanlardan olmak için insanlar günler öncesinden kuyruklara girmiyor mu? Yada yeni çıkan farklı bir teknolojik bir cihazı ilk kullananlardan biri olmak için günler öncesinden sıraya giren insanlar yok mu? Yada sevdiğimiz bir müzik grubu, gönül verdiğimiz takımımız ve tuttuğumuz takımın renklerinin hayatımızdaki yeri, en az "din" kadar tesirli değil mi ki zaten? Hayranı olduğumuz müzik gruplarının organizasyonları ve tuttuğumuz takımız maçları öncesinde bazen günler öncesinden insanlar bilet kuyruğuna girmiyor mu?
Endüstri 4.0 da çok ileri bir konsept. Endüstri 4.0 alışıldık üretim plânlama, satış, pazarlama anlayışını yıkıyor. Emek yoğun üretim, ara mamul ve ara prosesler, sevkiyat, servis gibi konseptler de endüstri 4.0 ile birlikte artık yavaş yavaş ölüyor. Endüstri 4.0 ile üretim bambaşka proseslere evriliyor. Artık ara üretim malları, ara prosesler, bir çok alt imalatçılar gelen ara mallar devreden çıkıyor. Direkt ham maddeden final mamule, çok yüksek bir otomasyon süreciyle üretim söz konusu olacak. Günümüzün emek yoğun prosesleri, endüstri 4.0 ile birlikte nerdeyse insansız üretime yakın düzeyde otomatiğe ve otomasyona dönüşecek. Günümüzün satış, pazarlam ve üretim planlama departmanlarının tamamına yakını devreden çıkacak. Müsteri, kendi istediği aracının veya ürününün konfigürasyonunu kendisi internet üstünden yapacak. Ödemesini online yapacak. Müşteri isteklerini üretecek şekilde otomasyonu yapılmış olan üretim planlama sistemi çalışmaya başlayacak. Bir çok ara mamul imalatçılar yerine, ana fabrikada gelişmiş 3D printerlar ile siparişin üretimi kendiliğinden başlayacak. Müşterinin aracının ve ürününün parçaları kendiliğinden hazır edilecek. Ambarlar 100% e yakın oranda insansız çalışacak. Ve n,hayetinde final üretim de, yine çok büyük bir otomasyon ile en az insan etkisi ile tamamlanacak. Endüstri 4.0üretim anlayışını kullanan Tesla gibi firmaların ürün, tasarım ve üretim mantığı çok farklı olacak. Artık tüketiciler olarak bir araba almayacağız. Adeta çok akıllı bilgisayarlar satın alıyor olacağız. Çünkü yeni devrim olacak elektrikli araçlar, artık otomatik pilotta sürücüsüz gittiği, araçların adeta birer bilgisayar olduğu, internete girdiği, her türlü eğlence imkanı sunulduğu sistemlere dönüşecek. Arabalarımız, evimiz ve iş yerimizdeki bilgisayarlarımız ile tamamen entegre olacak.
Yakın gelecekte artık fikirler satacak, yenilikler, buluşlar satacak. Fikre ve yeniliğe değer vermeyen, yeni teknoloji ve trendlere ayak uyduramayan dev şirketler çok kısa bir sürede batacaklar. Ve biz bunları çok yakın bir gelecekte hep birlikte göreceğiz. Nasıl mı bu kadar eminim? Geleceği anlayabilmek için geçmişe bakmak gerektiği söylenir. Yapılan araştırmalara göre milenyum tabir edilen 2000 yılına girerken dünyanın ilk 500 firmasının yarısının artık ilk 500 de olmadıkları tespit edilmiş. Yani yirmi yıla varmadan, dünyanın en gözde şirketlerinden yarısı gözden düşmüşler. Şimdi dünyanın en büyük olan firmaları ise, son 20 yılda yeni fikirler ve yaklaşımlarla ortaya çıkan firmalar. Artık değişimin hızı ve yıkıcılığı da artmıştır. Eskiden on yıllar alan değişimler ve büyümeler ve yokoluşlar yıllar içinde gerçekleşmektedir. Bu durum, nereden bakıldığına bağlı olarak, insanlara ve yatırımcılara yüksek risk olduğu kadar, çok büyük hatta sonsuz fırsatlar da sunuyor.
Evet Tesla da dünyayı değiştirecek. Bu Ford'un yüz yıl önce yaptığı devrim kadar büyük olmayacak belki. Ancak kesinlikle bir devrim ve dönüşüm göreceğiz. Ford, yüz yıl önce hiç olmayan bir şey yapmıştı. At arabalarından otomotive geçiş, dünyadaki en büyük devrimlerden biri oldu. Belki Tesla'nin yaratacağı devrim, o çapta büyük olmayacak. Ancak bir devrin sonunu getireceği kesin gibi. Bu dönüşüm, Kodak yada Nokia trajedisinin bir benzeri olmasa da, klasik otomotiv endüstrisini dönüştürecek. Hantallaşmış, eski teknoloji kullanan verimsiz firmalarını bir yol ayrımına sürükleyecek. Elektrikli araç devrimine ayak uyduramayan otomotiv devleri bir bir yıkılacak. Bu tıpkı ying yang döngüsü gibi bir dönüşüm. Yada bir varoluş olabilmesi için, mutlaka bir yıkım olması gerektiği gibi. Tıpkı Nokia’nın, Ericson’un telefonlarının egemenliğinin bitişi gibi.
Ya sonrası? Sonrası da endüstri 4.0'ı, teknolojiyi, hatta internet iletişimini dahi yok edecek farklı bir yıkıcı değişim, hatta devrim den söz ediliyor. Dünyanın en büyük online alışveriş sitelerinden birisi olan "Alibaba"nın patronu Jack Ma; özellikle endüstri 4.0 ile gelecek olan yoğun bir otomasyon, yüksek teknolojinin getireceği insansızlık dönemininde insanların kitleler halinde işsiz kalacağına dikkat çekiyor. Jack Ma bu dönemin sosyal patlamalara hatta teknoloji karşıtı hareketlere yol açıp, yıllar sürecek uzun bir dönem, insanoğlunun eriştiği yüksek teknolojiyi ve iletişimi yok edecek devrimlere yol açabileceğini ortaya atıyor.
Beni hiç şaşırtmayan bu öngörü, insanoğlunun yaşamının her alanında var olan bu Yin Yang, yani hayat ve ölüm gibi, varoluş ve gelişmenin karşısında yıkım ve yok oluşun bitmek tükenmek bilmeyen döngüsüne işaret ediyor. 
Bumerang - Yazarkafe