Yazaaneye Kaydol

Yazaanede Olan Bitenden Haberdar Ol:

Delivered by FeedBurner

Subscribe to Nevzatın Yazaanesi by Email

5 Ocak 2018 Cuma

Kuralsız Bir Ülkede Yaşamanın Avantajları

Adaletin ve "hak" duygusunun hakim olduğu, kanunların uygulandığı, insanların kurallara uyduğu ve uydurulduğu ülkelerin avantajlarının herkes farkındadır. Adaletin, kuralların ve hukuk sisteminin hakim olduğu ülkelerde bireysel ve toplumsal gelişme had safhadadır. Gerek ülkenin ekonomik gelişmişlik seviyesi, gerek de girişimcilik kapasitesi seviyesi bariz bir şekilde artarken, toplumda yaşayan bireylerin kişisel gelişimi ile birlikte, hayattan aldıkları mutluluk da artar. Adalet ve hak duygularının olduğu, kanunların olduğu, kuralların uygulandığı ülkeler; kişiler, kurumlar, yatırımcılar ve devletler için tahmin edilebilir (kestirilebilir) ülkelerdir. Kuralların uygulandığı ülkelerde yaşayan insanlar gelecek ile ilgili plan yaparlarken, beklenmedik şeylerin olabileceği kaygısını taşımazlar. Geleceğe güven duyarak işlerini ve hayatlarını planlayabilirler, geleceğe yatırım yapabilirler.
Kurallara uyulan ve uygulanan ülkeler refah seviyesi en yüksek ülkelerdir. Kestirilebilir ve güvenilir ülkeler yatırım çeker. Aksi durumda olan, kuralların olmadığı veya uygulanmadığı kestirilemez,  güvensiz ve güven vermeyen ülkeler oldukları için yatırımcı yatırım yapmaya korkar. Çünkü belirsizlik güven duygusunu zedeler. Bu yüzden dünya üstünde ne yapacağı belli olmayan, kanun, kural ve adaletin olmadığı ülkeler geri kalmış ülkelerdir. Kurallara uyulmayan, kanunların olmadığı veya uygulanmadığı ülkelerde yaşayan insanlar kendilerini güvensiz ve çaresiz hissederler. Başlarına ne gelebileceğini hiçbir zaman kestirememenin insanı mutsuz ve huzursuz eden bir etkisi vardır. Uğrayacağı bir haksızlıkta devletin ve hukuk kurallarının insanı koruyamayacağının bilinmesi kendini güvensiz hissetmesine neden olur. Güvensizlik ise, insanın hayattan aldığı mutluluğu ve keyfi yok eder. Her an bir haksızlıkla karşı karşıya olmak insanı tedirgin eder. Sürekli kendi hakkının yeneceğinden endişe duyma ihtimali insanı strese ve depresyona sokar. Sürekli kendini savunmak zorunda olma psikolojisi, insanın hayatından keyif almasına engel olduğu gibi, ruhsal bir yorgunluğa neden olur. Adalet duygusunun tam oturmadığı, kuralların olmadığı veya uygulanmadığı, güçlü olanın haklı çıktığı, orman kanunlarının geçerli olduğu kuralsız bir ülkede yaşamanın sıkıntıları herkesçe malumdur. Hayatın, insanların ve devletin kestirilemez oluşu insanın ruhunu yorar da yorar. Adalet duygusunun olmayışı insanların üstündeki ruhsal gerilimi ve stresi artırır. Sürekli bir haksızlığa uğrama ve başkalarının haklarımıza tecavüz etme ihtimali insanları endişelendirir, saldırganlaştırır ve toleransını azaltır. Netice olarak böyle bir ortam insanları mutsuzlaştırır ve umutsuzlaştırır. Geleceğe olan güven duygusunu zedeler. Hep tetik olma ve savunmaya geçme durumu zamanla insanları depresyona sokar. Hatta cinnete bile sürükleyebilir.
·         Ancak herşeye karşın, kuralsız bir ülkede yaşamanın bazı avantajları da vardır. Bu avantajlar neler midir? Buyrun o zaman; (her zaman yapmamak, kaydıyla ama çoğunlukla);
·         Trafikte kırmızı ışıkta geçebilirsiniz!
·         Gidişli gelişli yolda ters şeride girip dörtlüleri yakıp ilerleyebilirsiniz!
·         Emniyet şeridine girip dörtlüleri yakıp herkes dururken ilerleyebilirsiniz. Böylece kendinizi akıllı yada uyanık görebilir, kendinizle övünebilirsiniz!
·         Şerit ihlali, makas atma, arabanızla diğer araçları sıkıştırma gibi trafik ihlallerini ve eşek şakalarını yaparak eğlenebilirsiniz!
·         Arkadaşlarınızla otobanlarda veya şehirlerarası yollarda yarışabilirsiniz.
Arabanızı eğer çıkabiliyorsa kaldırımlara park edebilirsiniz. Merak etmeyin, ne size ceza yazmak için kararlı bir devlet mekanizması, ne de bu durumu dert eden, sizi şikayet edecek bir halk vardır!
·         Eğer motorunuz veya mobiletiniz varsa, aracınızı yayaları ezme pahasına trafiğe kapalı alanlarda veya kaldırımlarda sürebilirsiniz!
·         Sinemaya gitmenize yada DVD satın almanıza gerek yoktur. En vizyon filmleri ve dizileri internetten izleyebilir, bilgisayarınıza indirebilirsiniz. Böylece en vizyon filmleri ve dizileri bedavadan izleyerek bilginizi ve görgünüzü artırabilirsiniz!
·         Aynı şekilde ihtiyacınız olan bilgisayar programlarını, şarkıları ve kitapları da internetten para vermeden indirebilirsiniz. Böylece hiçbir bedel ödemeden kültürünüz artar!
·         İhtiyacınız olan kitapları korsan olarak çok daha ucuza satın alabilir, çok daha ucuza, bedavaya yakın bir bedelle aydınlanabilirsiniz!
·         Almayı düşündüğünüz marka ürünlerin çakmalarını ve birebir kopyalarını çok daha ucuza semtinizin pazarından  temin edebilirsiniz. Yani çok daha ucuza marka ürünleri satın alarak şık gezebilirsiniz!
·         İşadamı veya tüccarsanız fiş kesmeden, vergi vermeden, vergi kaçırmanın bin bir türünün keyfini çıkarıp, şirketinizi ve işletmenizi hızla büyütebilirsiniz. Böylece milyoner hayata adım atabilir, lüks arabaların, yatların ve rezidansların keyfini çıkarabilirsiniz. Merak etmeyin, ne maliyenin düzenli ve rastgele vergi kontrolleri vardır ne de bu durumun farkında olan, sizi şikayet edecek bir halk!
·         Yürürken sokağa, caddeye, arabamızla giderken yollara, piknik yaptıktan sonra yeşil doğaya, deniz kenarında denize ve sahile kısacası her yere çöplerinizi, sigara izmaritinizi ve çekirdek kabuklarınızı atabilirsiniz. Merak etmeyin kimse size ceza kesmez. İçinden sizi kınayan insanlar olsa bile, genelde herkes sizi sineye çeker!
·         Ev çöplerinizi ayırmak zorunda değilsiniz. Sadece çöplerinizi evinizden ve arabanızdan dışarıya çıkarmanız, hatta dışarıya atmanız yeterlidir. Molozlarınızı da dışarıya, doğaya bırakabilirsiniz. Hatta gittiği sürece tuvaletinize dahi dökebilirsiniz. Merak etmeyin, ne sorgulayan ve ayıplayan bir halk, ne de kontrol eden devlet vardır.
·         Endüstriyel işletme sahibiyseniz atıklarınızı doğaya atabilir, kanalizasyona salabilirsiniz. Atık gazlarınızı çevrede yerleşim birimleri olsa bile özellikle geceleri rahatça havaya salabilirsiniz. Merak etmeyin, endişelenmeniz gereken ne düzenli ve rastgele kontroller vardır ne de bu konuyu dert eden, sizi şikayet edecek bir halk!
·         İş güvenliğini ve çalışma yasalarına tasalanmadan personelinizi uzun saatler, istediğiniz kadar hatta köle gibi çalıştırabilirsiniz!
·         Eğer cebinizde paranız varsa, istediğiniz evi, apartmanı veya işletmeyi istediğiniz şekilde istediğiniz yere yaptırabilirsiniz. Merak etmeyin, ne sizin canınızı sıkacak imar uygulamaları, ne de kontrolleri vardır!
*Eğer kurallara uyan, başkasının hakkına saygı duyan fakat aynı şekilde diğer insanlardan da bunu bekleyen biri iseniz sizin işiniz zordur bu ülkede. Hayat sizin için cehenneme döner. Her gün, her adımda kanunsuzluğun, kuralsızlığın ve adaletsizliğin yumruğunu midenize ve yüzünüze yersiniz de yersiniz. Çünkü, insanın insan onuruyla yaşaması zordur ülkemizde. Gün içinde mutlaka bir tehditle, türlü haksızlıkla, hak gaspı ile, karşılaşır insan bizim güzelim ülkemizde. Kuyrukta beklerken önünüze girmeye çalışanlar, her yerde tanıdığını, hemşerisini kullanarak öne geçmeye ayrıcalık elde etmeye çalışanlar, kaba gücünü veya ekonomik gücünü kullanarak istediğini yapmaya, diğerlerini ezmeye çalışanlar... En azından trafikte bir gün içinde dahi onlarca hak gaspı ve tehditle karşılaşırsınız. Siz bir yere dönmek için kuyrukta diğer arabalarla sıra beklerken, birileri hiç olmayacak bir yerden kafayı sokmaya, önünüze dalmaya çalışan arabalar ile sinir harbi yaşarsınız. Kırmızı ışıkta geçerek sizi strese sokanlar, siz trafikte sıkışmış halde beklerken emniyet şeridinden çakar taktırarak (devlet görevlilerinin acil durumlar için kullanmaları gereken, fakat acil durum olmasa da tüm resmi plakalı araçların ve bazı uyanık vatandaşların sanki devlet görevlisi imiş gibi araçlarına taktırdıkları ışıklı uyarı cihazı) geçen araçlara içerler ve Türkiye'de vatandaş olmanın sızısını içinizde yaşarsınız. Zaman zaman arabasına, ekonomik durumuna, sosyal statüsüne güvenen insanların trafikte sizi sıkıştırdıklarına sıklıkla şahit olduğunuzda bu güzelim ülkenin vatandaşı olduğunuza içerlersiniz. Bir devlet dairesinde veya hastanede de işiniz olduğunda da benzer duygulara kapılabilirsiniz. Yüzsüz yada saf, salak taklidi yaparak uzun kuyruğun önüne, bekleyenlerin önüne geçen vatandaşlarımız olduğu gibi memur, şef, müdür ve hatta bir hademe tanıdığı olan birisi göstere göstere sırada bekleyen onlarca insanın önüne geçebilir. Ve siz içinizden kınamak dışında hiçbir şey diyemezsiniz. Eğer maaşlı bir çalışan iseniz maaşınızdan siz görmeden kesilen vergilerle güzel ülkenizin bütün yükünü sırtladığınızın az çok farkındasınızdır. Sizin verdiğiniz yüksek vergilerin yanında, şirket sahibi zenginlerin dokunulamaz olmasının, doğru düzgün vergi vermemelerinin, devletinizin de buna kapı açtığının, çanak tuttuğunu bilmenin sıkıntısını yaşarsınız. Vergisini düzenli ödeyenler de, düzenli olarak aldatılırlar ve enayi yerine konulurlar bu ülkede. Çünkü her birkaç yılda bir vergi affı çıkar. Zamanında ödeyenler ise saf vatandaş oldukları ile kalırlar bu ülkede. Üstelik, bu saydığım haksızlıklar, zorbalıklar ve kural tanımamazlıklar en basitleridir. Çok daha büyük hak gasplarına da kolayca rastlayabilirsiniz. Peki, neden Avrupa'lıların kendi ülkelerinde birbirlerine, karşı saygılı, hak, adalet kavramları üstüne kurabildikleri huzurlu bir düzeni biz neden kuramıyoruz hiç düşündünüz mü?


*Nevzat Keleş-Yansımalar
Bumerang - Yazarkafe