Adaletin ve "hak" duygusunun hakim
olduğu, kanunların uygulandığı, insanların kurallara uyduğu ve uydurulduğu
ülkelerin avantajlarının herkes farkındadır. Adaletin, kuralların ve hukuk
sisteminin hakim olduğu ülkelerde bireysel ve toplumsal gelişme had safhadadır.
Gerek ülkenin ekonomik gelişmişlik seviyesi, gerek de girişimcilik kapasitesi
seviyesi bariz bir şekilde artarken, toplumda yaşayan bireylerin kişisel
gelişimi ile birlikte, hayattan aldıkları mutluluk da artar. Adalet ve hak
duygularının olduğu, kanunların olduğu, kuralların uygulandığı
ülkeler; kişiler, kurumlar, yatırımcılar ve devletler için tahmin
edilebilir (kestirilebilir) ülkelerdir. Kuralların uygulandığı ülkelerde
yaşayan insanlar gelecek ile ilgili plan yaparlarken, beklenmedik şeylerin
olabileceği kaygısını taşımazlar. Geleceğe güven duyarak işlerini ve
hayatlarını planlayabilirler, geleceğe yatırım yapabilirler.
Kurallara uyulan ve uygulanan ülkeler refah
seviyesi en yüksek ülkelerdir. Kestirilebilir ve güvenilir
ülkeler yatırım çeker. Aksi durumda olan, kuralların olmadığı veya
uygulanmadığı kestirilemez, güvensiz ve güven vermeyen ülkeler
oldukları için yatırımcı yatırım yapmaya korkar. Çünkü belirsizlik güven
duygusunu zedeler. Bu yüzden dünya üstünde ne yapacağı belli olmayan, kanun,
kural ve adaletin olmadığı ülkeler geri kalmış ülkelerdir. Kurallara uyulmayan,
kanunların olmadığı veya uygulanmadığı ülkelerde yaşayan insanlar kendilerini
güvensiz ve çaresiz hissederler. Başlarına ne gelebileceğini hiçbir zaman
kestirememenin insanı mutsuz ve huzursuz eden bir etkisi vardır. Uğrayacağı bir
haksızlıkta devletin ve hukuk kurallarının insanı koruyamayacağının bilinmesi
kendini güvensiz hissetmesine neden olur. Güvensizlik ise, insanın hayattan
aldığı mutluluğu ve keyfi yok eder. Her an bir haksızlıkla karşı karşıya olmak
insanı tedirgin eder. Sürekli kendi hakkının yeneceğinden endişe duyma ihtimali
insanı strese ve depresyona sokar. Sürekli kendini savunmak zorunda olma
psikolojisi, insanın hayatından keyif almasına engel olduğu gibi, ruhsal bir
yorgunluğa neden olur. Adalet duygusunun tam oturmadığı, kuralların olmadığı
veya uygulanmadığı, güçlü olanın haklı çıktığı, orman kanunlarının geçerli
olduğu kuralsız bir ülkede yaşamanın sıkıntıları herkesçe malumdur. Hayatın,
insanların ve devletin kestirilemez oluşu insanın ruhunu yorar da yorar. Adalet
duygusunun olmayışı insanların üstündeki ruhsal gerilimi ve stresi artırır. Sürekli
bir haksızlığa uğrama ve başkalarının haklarımıza tecavüz etme ihtimali
insanları endişelendirir, saldırganlaştırır ve toleransını azaltır. Netice
olarak böyle bir ortam insanları mutsuzlaştırır ve umutsuzlaştırır. Geleceğe
olan güven duygusunu zedeler. Hep tetik olma ve savunmaya geçme durumu
zamanla insanları depresyona sokar. Hatta cinnete bile sürükleyebilir.
· Ancak
herşeye karşın, kuralsız bir ülkede yaşamanın bazı avantajları da vardır. Bu
avantajlar neler midir? Buyrun o zaman; (her zaman yapmamak, kaydıyla ama
çoğunlukla);
· Trafikte
kırmızı ışıkta geçebilirsiniz!
· Gidişli
gelişli yolda ters şeride girip dörtlüleri yakıp ilerleyebilirsiniz!
· Emniyet
şeridine girip dörtlüleri yakıp herkes dururken ilerleyebilirsiniz. Böylece
kendinizi akıllı yada uyanık görebilir, kendinizle övünebilirsiniz!
· Şerit
ihlali, makas atma, arabanızla diğer araçları sıkıştırma gibi trafik
ihlallerini ve eşek şakalarını yaparak eğlenebilirsiniz!
· Arkadaşlarınızla
otobanlarda veya şehirlerarası yollarda yarışabilirsiniz.
Arabanızı eğer çıkabiliyorsa kaldırımlara park edebilirsiniz. Merak etmeyin, ne size ceza yazmak için kararlı bir devlet mekanizması, ne de bu durumu dert eden, sizi şikayet edecek bir halk vardır!
Arabanızı eğer çıkabiliyorsa kaldırımlara park edebilirsiniz. Merak etmeyin, ne size ceza yazmak için kararlı bir devlet mekanizması, ne de bu durumu dert eden, sizi şikayet edecek bir halk vardır!
· Eğer
motorunuz veya mobiletiniz varsa, aracınızı yayaları ezme pahasına trafiğe
kapalı alanlarda veya kaldırımlarda sürebilirsiniz!
· Sinemaya
gitmenize yada DVD satın almanıza gerek yoktur. En vizyon filmleri ve
dizileri internetten izleyebilir, bilgisayarınıza indirebilirsiniz. Böylece en
vizyon filmleri ve dizileri bedavadan izleyerek bilginizi ve görgünüzü
artırabilirsiniz!
· Aynı
şekilde ihtiyacınız olan bilgisayar programlarını, şarkıları ve kitapları da
internetten para vermeden indirebilirsiniz. Böylece hiçbir bedel ödemeden
kültürünüz artar!
· İhtiyacınız
olan kitapları korsan olarak çok daha ucuza satın alabilir, çok daha ucuza,
bedavaya yakın bir bedelle aydınlanabilirsiniz!
· Almayı
düşündüğünüz marka ürünlerin çakmalarını ve birebir kopyalarını çok daha ucuza
semtinizin pazarından temin edebilirsiniz. Yani çok daha ucuza marka
ürünleri satın alarak şık gezebilirsiniz!
· İşadamı
veya tüccarsanız fiş kesmeden, vergi vermeden, vergi kaçırmanın bin bir türünün
keyfini çıkarıp, şirketinizi ve işletmenizi hızla büyütebilirsiniz. Böylece
milyoner hayata adım atabilir, lüks arabaların, yatların ve rezidansların
keyfini çıkarabilirsiniz. Merak etmeyin, ne maliyenin düzenli ve rastgele vergi
kontrolleri vardır ne de bu durumun farkında olan, sizi şikayet edecek bir
halk!
· Yürürken
sokağa, caddeye, arabamızla giderken yollara, piknik yaptıktan sonra yeşil
doğaya, deniz kenarında denize ve sahile kısacası her yere çöplerinizi, sigara
izmaritinizi ve çekirdek kabuklarınızı atabilirsiniz. Merak etmeyin kimse size
ceza kesmez. İçinden sizi kınayan insanlar olsa bile, genelde herkes sizi
sineye çeker!
· Ev
çöplerinizi ayırmak zorunda değilsiniz. Sadece çöplerinizi evinizden ve
arabanızdan dışarıya çıkarmanız, hatta dışarıya atmanız yeterlidir.
Molozlarınızı da dışarıya, doğaya bırakabilirsiniz. Hatta gittiği sürece
tuvaletinize dahi dökebilirsiniz. Merak etmeyin, ne sorgulayan ve
ayıplayan bir halk, ne de kontrol eden devlet vardır.
· Endüstriyel
işletme sahibiyseniz atıklarınızı doğaya atabilir, kanalizasyona
salabilirsiniz. Atık gazlarınızı çevrede yerleşim birimleri olsa bile özellikle
geceleri rahatça havaya salabilirsiniz. Merak etmeyin, endişelenmeniz gereken
ne düzenli ve rastgele kontroller vardır ne de bu konuyu dert eden, sizi
şikayet edecek bir halk!
· İş
güvenliğini ve çalışma yasalarına tasalanmadan personelinizi uzun saatler,
istediğiniz kadar hatta köle gibi çalıştırabilirsiniz!
· Eğer
cebinizde paranız varsa, istediğiniz evi, apartmanı veya işletmeyi istediğiniz
şekilde istediğiniz yere yaptırabilirsiniz. Merak etmeyin, ne sizin canınızı
sıkacak imar uygulamaları, ne de kontrolleri vardır!
*Eğer kurallara uyan, başkasının hakkına saygı
duyan fakat aynı şekilde diğer insanlardan da bunu bekleyen biri iseniz sizin
işiniz zordur bu ülkede. Hayat sizin için cehenneme döner. Her gün, her adımda
kanunsuzluğun, kuralsızlığın ve adaletsizliğin yumruğunu midenize ve yüzünüze
yersiniz de yersiniz. Çünkü, insanın insan onuruyla yaşaması zordur ülkemizde.
Gün içinde mutlaka bir tehditle, türlü haksızlıkla, hak gaspı ile, karşılaşır
insan bizim güzelim ülkemizde. Kuyrukta beklerken önünüze girmeye çalışanlar,
her yerde tanıdığını, hemşerisini kullanarak öne geçmeye ayrıcalık elde etmeye
çalışanlar, kaba gücünü veya ekonomik gücünü kullanarak istediğini yapmaya,
diğerlerini ezmeye çalışanlar... En azından trafikte bir gün içinde dahi
onlarca hak gaspı ve tehditle karşılaşırsınız. Siz bir yere dönmek için
kuyrukta diğer arabalarla sıra beklerken, birileri hiç olmayacak bir yerden
kafayı sokmaya, önünüze dalmaya çalışan arabalar ile sinir harbi yaşarsınız.
Kırmızı ışıkta geçerek sizi strese sokanlar, siz trafikte sıkışmış halde
beklerken emniyet şeridinden çakar taktırarak (devlet görevlilerinin acil
durumlar için kullanmaları gereken, fakat acil durum olmasa da tüm resmi
plakalı araçların ve bazı uyanık vatandaşların sanki devlet görevlisi imiş gibi
araçlarına taktırdıkları ışıklı uyarı cihazı) geçen araçlara içerler ve
Türkiye'de vatandaş olmanın sızısını içinizde yaşarsınız. Zaman zaman
arabasına, ekonomik durumuna, sosyal statüsüne güvenen insanların trafikte sizi
sıkıştırdıklarına sıklıkla şahit olduğunuzda bu güzelim ülkenin vatandaşı
olduğunuza içerlersiniz. Bir devlet dairesinde veya hastanede de işiniz
olduğunda da benzer duygulara kapılabilirsiniz. Yüzsüz yada saf, salak taklidi
yaparak uzun kuyruğun önüne, bekleyenlerin önüne geçen vatandaşlarımız olduğu
gibi memur, şef, müdür ve hatta bir hademe tanıdığı olan birisi göstere göstere
sırada bekleyen onlarca insanın önüne geçebilir. Ve siz içinizden kınamak
dışında hiçbir şey diyemezsiniz. Eğer maaşlı bir çalışan iseniz maaşınızdan siz
görmeden kesilen vergilerle güzel ülkenizin bütün yükünü sırtladığınızın az çok
farkındasınızdır. Sizin verdiğiniz yüksek vergilerin yanında, şirket sahibi
zenginlerin dokunulamaz olmasının, doğru düzgün vergi vermemelerinin,
devletinizin de buna kapı açtığının, çanak tuttuğunu bilmenin sıkıntısını
yaşarsınız. Vergisini düzenli ödeyenler de, düzenli olarak aldatılırlar ve
enayi yerine konulurlar bu ülkede. Çünkü her birkaç yılda bir vergi affı çıkar.
Zamanında ödeyenler ise saf vatandaş oldukları ile kalırlar bu ülkede. Üstelik,
bu saydığım haksızlıklar, zorbalıklar ve kural tanımamazlıklar en basitleridir.
Çok daha büyük hak gasplarına da kolayca rastlayabilirsiniz. Peki, neden
Avrupa'lıların kendi ülkelerinde birbirlerine, karşı saygılı, hak, adalet
kavramları üstüne kurabildikleri huzurlu bir düzeni biz neden kuramıyoruz hiç
düşündünüz mü?
*Nevzat Keleş-Yansımalar