Yazaaneye Kaydol

Yazaanede Olan Bitenden Haberdar Ol:

Delivered by FeedBurner

Subscribe to Nevzatın Yazaanesi by Email

24 Haziran 2017 Cumartesi

29 Günlük Ramazan Orucu ve Çıkardığım Hayat Dersleri

Orucun dini hikmetlerinden bahsetmeyeceğim. Artık neredeyse tüm sağlık otoriteleri tarafından kabul edilmiş bir durum olan, orucun sağlığa olan faydalarından ve kalori kısıtlaması yapmanın insan ömrünü uzattığının kanıtlandığından da bahsetmeyeceğim. Bense, güzel bir alışkanlık olarak tuttuğum Ramazan oruçlarından daha ziyade bir farkında olarak tuttuğum bu yılki Ramazan orucundan çıkardığım aşağıdaki hayat derslerinden bahsedeceğim:

·         Oruç tutmanın hem vücudu hem de ruhu saflaştırdığını anladım. Çünkü, oruç tutarken daha az öfkelendiğimi, daha sakin  ve iç huzurlu birisi haline geldiğimi fark ettim.

·         Hırs, bencillik, aç gözlülük ve karşı konulmaz arzulara sebep olan hayvani duyguların Ramazan orucu ile etkisini kaybettiğini bir kere daha idrak ettim.

·         İnsanın ne kadar aciz ve kırılgan olduğunu anladım. Yemek ve içecek bulamadığı zaman nasıl mahzunlaştığımızı gördüm.

·         Yemek yiyememenin ne büyük bir mutsuzluk olduğunu anladım.

·         Tüm hayatımızın ne kadar çok nimetlerle dolu olduğunu ve bolluk içinde yaşadığımızı günde 19 saat açlık çekince daha iyi anladım.

·         Hergün, sanki kuralmış gibi 3 ana ve bir kaç ara öğün yiyerek ve neredeyse hiç durmadan yiyerek ve bir şeyler atıştırarak tüketerek, vücuduma kötülük yaptığımı anladım.

·         Yani, yaşamak için yiyeceğimize, çoğu zaman yemek için yaşadığımızı anladım.

·         Yemek ve içmek dahil birşeylere bağımlı olmanın insan olma potansiyelini nasılda aşağılara çektiğini anladım.

·         İnsanoğlunun hayatının büyük bir bölümünün durmadan yiyerek, içerek ve tuvalete taşınarak geçtiğini üzüntüyle anladım.

·         Yemek yememenin ne kadar büyük bir hafiflik ve rahatlık olduğunu anladım.

·         Hepimizin içindeki aç-susuz kalma korkusundan dolayı kalktığımız sahura kalkmaktan, sonra da tok mideyle uyumaya çalışmaktan dolayı bir de kaçınılmaz olarak kronik uykusuzluk yaşadığımızı anladım.

·         Halbuki insanın bir gün içinde, sadece bir öğün ile çok rahat yaşayabileceğini, açlıktan ve susuzluktan ölmeyeceğimizi öğrendim. Çünkü bu yıl sadece 1 öğün (iftar) yediğim halde oruç tutmakta hiç zorlanmadım.

·         Oruç tutmanın en görünür vechesi olan, fakirler ve açlık çeken insanlarla kaçınılmaz olarak empati yapabildim.

·         Oruç tutarken daha az terlediğimi bu yüzden kötü kokma endişesi taşımadığımı gördüm.


·         İYİ BAYRAMLAR DİLERİM :)
Bumerang - Yazarkafe