Hayatımın okumaya ve felsefeye ilgi duymaya
başladığım orta yaş döneminde, "Quora" vasıtayla bulduğum ve takip etmeye başladığım
bir çok değerli yazar ve blogger oldu. Daha önceki sayfalarda bahsettiğim gibi,
bu kişilerden birisi de, Stefano Ganddini adlı blogger ve yazar idi. Kendisinin
yaşı daha çok genç, hatta yeni üniversite mezunu birisi olmasına rağmen, yazıları
insanın içine işleyici bir şekilde ilham vericiydi! Kendisinin blogundaki ve ilham
verici yazılarından, kendisinin müdavimi olan bir okuyucu olarak bir hayli faydalandım.Yazılarını
ve tespitlerini çok ilham verici bulduğum için, kendisinin paylaştığı birkaç konuyu
ben de sizinle kitabımda paylaşmak istiyorum. Öncelikle kendisinin "30 günlük
soğuk duş challenge'ı" konusu benim çok ilgimi çekti. İlgili yazısında Stefano diyor ki: *"Soğuk su ile duş almaya, sağlık sebebiyle
başlamadım. Elbette, soğuk su ile duş almak, sağlık için çok faydalı bir şey olup,
bir çok doktor tarafından, farklı hastalıkların tedavisi için yıllardan beri uygulanan
iyileştirici bir tıbbi terapi metodudur. Fakat bu işe daha derin bir neden ile başladım.
Eğer hayatta önemli bir şey başarmak istiyorsanız, rahatınızın bozulmasından şikayetçi
olmamanız gerektiğinden öte, rahatınızın bozulmasından memnuniyet duymanız gereklidir.
Kolayca elde edilebilecek bir başarı yok maalesef. Eğer başarılı bir insan görürseniz,
bilin ki bu insan bu başarısını elde etmek için büyük bir çaba ve mücadeleden geçmiştir.
Ve muhtemelen bir çok zorlukla ve engelle yüzleşmesi gerekmiştir. Bu engelleri aşmaya
çalışırken çok önemli mücadeleler vermiştir. Bu yüzden soğuk su ile duş alma challenge'ı
benim de önüme bir seçenek olarak çıktı. Kendimizle hiç bitmeyen bir şekilde mücadele
etmek, kendimizi soğuk su ile duş almaya zorlamak; bizi konfor alanımızın
dışına atar. Yaz-kış demeden bu aktiviteye devam etmek, zihnimizin içindeki zorluk
kalıplarını kırmamıza yardım eder. Zorlukları oldukları gibi kabullenebilmeyi
ve zorluklar karşısında direnç geliştirmemizi sağlar. Zihinsel ve bedendel olarak
bizi geliştirerek yeni challenge'lar konusunda bize güç ve cesaret verir. Bizim
zihnimiz de tıpkı kaslarımız gibi çalışır. Ne kadar kullanılırsa o kadar güçlenir."
İşte, soğuk su ile her gün duş alarak öğrendiğim hayat dersleri:
Düşünmeyi
bırak, yapmaya başla!
Soğuk
su ile duş almanın en zor kısmı, suyun altına girdiğiniz ilk an'dır. Su o kadar
soğuk ve rahatsız edicidir ki, zihninizin bu durumu kabullenmesi çok zordur. Stefano
diyor ki; "yüzlece defa soğuk su ile duş alsam da bazı zamanlar yine çekiniyorum.
Fakat zorluklar karşısında ne kadar ekinirseniz, durum o kadar daha zorlaşır. Konu
hakkında fazlaca düşünmek, anksiyete( anxiety) oluşturur. Anksiyete ise sizi yapmayı
düşündüğünüz işten eylemden alıkoyar. Bu yüzden artık düşünerek, planlayarak, kurgulayarak
vakit kaybetmekten vazgeçip ve hemen harekete geçin!"
Nefes
Soğuk
suyun altına ilk girdiğiniz andan itibaren, vücudunuz bir şok yaşamaya başlar. Nefes
alışınız elinizde olmadan hızlanır. Hatta bir an küçük çaplı çığlık bile atabilirsiniz.
Bu ilk şoku atlattıktan sonra yavaş yavaş kontrolü ele almaya başlarsınız. Vücudunuz
ve zihniniz, suyun soğukluğuna alışmaya başlar. Nefesiniz yavaşlamaya başlarken
sizde sakinleşirsiniz. Stefano diyor ki; "Suyun altına girdikten sonra, gözlerimi
kaparım, vücuduma vuran soğuk suyu düşünürüm. Hissederim ki, evet soğuk, evet zor.
Fakat kötü değil, iyi değil, sadece olması gerektiği gibi...
Kabullen
ve rahatla!
Hayatınızdaki zorlukları oldukları gibi
kabul edin, hatta sizi geliştiren zorluklardan memnuniyet duyun. O zorlukları mücadele
edilmesi, kurtulunması gereken şeyler olarak görmeyin. Çünkü bu zorluklar, konfor
alanımızı genişleterek bizi farkında olmadan geliştirmektedirler. Ve başımıza gelen
zorlukları oldukları gibi kabul etmek bizi güçlü kılar. Bu aslında kaderimizi kabullenmektir.
Tıpkı Marcus Aurellius un binlerce yıl öncesinden söylediği gibi. "Kendi hayatımız
üstünde gerçekten çok fazla bir kontrolümüz yok. Hayat bizi bir yöne doğru sürüklemektedir.
Kontrolümüzdeki konular oldukça sınırlıdır. Hayat akmaktadır ve biz bu akış içinde
çeşitli tepkilerle kendimizi konumlandırmaktayiz. Hayatı tümüyle değiştirip yönlendiremeyiz
ancak hayata karşı verdiğimiz tepkilerimizi kontrol edebiliriz. Eğer hayata karşı
savaşmazsak, olanı olduğu gibi kabul edebilirsek daha güçlü ve daha mutlu oluruz."
Zorluklar karşısında stres ve baskı ile hareket ettiğimizde panik yapmaya başlarız.
Bu da mevcut durumu daha da kötüleştirir. Böyle durumlarda nefesinize odaklanın.
Nefes alış verişinizi takip edin. Daha derin, daha yavaş bir şekilde nefes almaya
çalışın. Olaylara, kişilere, zorluklara objektif olarak bakmaya çalışın. Hiç bir
şey, biz kendimiz o şeyi iyi yada kötü olarak etiketleyene kadar iyi yada kötü değildir.
Hayatta karşılaştığımız engeller, bizim önümüzü kapatan kötü şeyler değildir. Zorluklar
aynı zamanda fırsatlar da getirirler. Yeter ki o zorlukları aşmasını bilelim, kendimizi
geliştirelim.
"Evet;
Her sabah soğuk su ile duş alma alışkanlığı benim hayatımı değiştirdi. Bana hayatımda karşılaştığım zorluklara karşı
dayanma, sabır ve zorlukların üstesinden gelme iradesi kazandırdı. Uzun ve stresli
geçen bir gün sonunda akşamları aldığım soğuk duş, zihnimi berraklaştırıp, beni
rahatlattı. Aynı zamanda bana hayatta neyin önemli olduğunu tekrardan hatırlamamı
sağladı. Normalde alışkanlıklarımız ve zayıflıklarımız bizi yönetir. Fakat soğuk
su challenge'ı veya benzer eylemler hayatınızın direksiyonunu sizin kendi elinize
almanızı sağlar." Stefano ya ağzına, eline ve yüreğine sağlık demek istiyorum.
Ne büyük bir teslim oluş. Benim aklıma yine Eckhart Toellenin Mevlana vari bir şekilde
teslimiyet meselesini işlediği ifadesini getirdi. *Olana teslimiyet, anı yadırgamamak
ve yadsımamak, en büyük güç ve huzurdur. En büyük yüzleşme, egonun ölüm ile yüzleşmesidir.
Ölmeden önce ölün, ve ölüm olmadığını görün! Ölüm sadece egonun ölmesidir."
Stefano'dan esinlenip, soğuk su ile duş alma yada yıkanma mücadelesini, ben de geçen
Temmuz ayından beri uygulamaya başladım. Bu yeni alışkanlığımı,
bu yıl Mayıs ayına gelmeme rağmen devam ettiriyorum. Sadece yıkanırken değil,
ellerimi yıkarken ve traş olurken de artık soğuk su kullanıyorum. Edindiğim soğuk su alışkanlığını bırakmamaya kararlıyım. Kendi bedenimde ve zihnimdeki zorluk algısında değişiklikler
olduğunu hissediyorum. Soğuk suyu bir kötülük olarak etiketlemeyip, sadece
olduğu gibi kabul etmenin de benim için önemli bir değişiklik olduğunu
hissediyorum. Soğuk su ile yıkanmaya başladığımdan beri daha az üşüyorum.
Bedenimin güçlendiğini, zihnimin berraklaştığını, irade gücümün de artttığını
hissediyorum. Vücudumun hastalıklara karşı olan direncinin de arttığını
hissediyorum. Bu süreçte öğrendim ki, soğuk insanı hasta etmiyormuş. İnsan sıcak-soğuk
ortam değiştirmekten ve vücut direncinin düşmesi nedeniyle hasta oluyormuş. Zaten
şuna da inanıyorum ki; "Hayatın hep kolay ve konforlu yönünü yaşıyorsak,
hayat bize zor gelir. Eğer hayatı zorlu yanlarını ve mücadelelerini de yaşayıp olduğu gibi kabul edebilirsek, hayat bize kolay gelir" Bu muhteşem söz ve yorum da yine Stefano'ya aittir. Meraklısına:http://collegetopia.co/cold-showers-strange-addiction/