Yazaaneye Kaydol

Yazaanede Olan Bitenden Haberdar Ol:

Delivered by FeedBurner

Subscribe to Nevzatın Yazaanesi by Email

10 Eylül 2017 Pazar

Ekmekle de Olmuyor, Ekmeksiz de Olmuyor!


*Ekmek bizde kutsaldır. Ekmek başımızın tacıdır. Bize göre hayat, bir “ekmek kavgası”dır. Hayat mücadelesi “ekmeğini taştan çıkarmak ve aslanın ağzındaki ekmek” ile ifade edilir. Ekmek mücadelesi ise mukaddestir. Ekmeğimiz ile oynanması kişisel olarak kavga ve savaş sebebidir. Bizde çok yemek yiyip, ailesine ve çevresine faydası olmayan insan “ekmek düşmanı"dır". Bizim köyümüzde başkalarına yedirmeyi ve ikramı seven kimse “ekmeğine düşman”dır.Ekmek sofralarımızın olmazsa olmazıdır. Ekmek yoksa en mükellef sofralar bile eksiktir. Her ne kadar en çok ekmek ziyan eden ve çöpe atan ülkelerden biri olsak da ekmek bizim toplumumuzda kutsaldır.
*Ekmekle ye! komutu beynimize çocukluğumuzda bize annelerimiz tarafından adeta çakıldı. Sanki ekmek ile yenmeyen şey ziyan oluyor boşa gidiyor gibi lanse edildi. Ekmek yemezsen doymazsın denildi. Bir lokma ekmek bir lokma yemek tavsiye edildi. Sırf bu yüzden birçok insan makarnayı, pilavı bile neredeyse ekmek ile yiyor. Bu yüzden bir çoğumuz ekmek bağımlısı olduk. Kıtlık zamanlarından toplumsal hafızamıza çakılmış olan bu durum artık toplumsal beslenme kültürü halini almıştır. Artık günümüz yaşam şekli ve koşulları altında ekmekle beslenme alışkanlığımızı azaltmamız hatta bitirmemiz gerekiyor. Yoksa belli bir yaşa gelip de şeker hastalığı, kalp , tansiyon ..vs. sebeplerle insanlar diyet ile yüzleşmek zorunda kalınca kaçınılmaz olarak ekmek ile vedalaşmak zorunluluğu söz konusu oluyor. Hayatımızın ilerleyen yıllarında bir çoğumuz için çok zor olan bu durum ile yüzleşmek zorunda kalıyoruz. Dahiliye doktorumuz artık kolesterol, şeker ve kilolarımızdan dolayı artık ekmeği bırakmamız gerektiğini söylüyor. Bu durum ile yüzleşen insanlar bilir. Ekmeği bırakmak hakikaten çok zordur.  Zenginimiz de fakirimiz de, çok tüketiyoruz bu ekmeği. Gereğinden çok fazla tüketiyoruz maalesef. Bir tv programında zamanımızın ünlü zengin ailelerinden Sabancı holdingin kurucusu rahmetli Sakıp beyi dinliyordum. Kendisinin hastalığı ile ilgili bir sorudan sonra  tüm sempatikliği, babacanlığı ve Kayseri şivesi ile" doktorum artık ekmek yememem gerektiğini söyledi. Ama ben ekmek yemezsem doymaaaam." demişti. Hiç unutmam bunu. Bu alışkanlık tamamen annelerimizin bizi yetiştirme seklinden geliyor. Ekmekle ye! Ekmek yemezsen doymazsın sözü beynimize çakılmıştır nerdeyse. Bu yüzden çocuğumuza her lokmasında ekmek yemesini sakın aşılamayın. Hatta ekmeğe alıştırmayın. Onun için en sağlıklı yeme alışkanlıklarından birini kazandırmış olursunuz. 

Ekmek Ve Yemek İsrafında Şampiyonuz! Artık Bedava Yemek Kültürü Bitmeli!
Yukarıda çok yemek ve ekmek tüketiminin bir de israf boyutu var. Güya toplum olarak ekmeğe çok değer verdiğimiz halde, ekmeği çok kutsal gördüğümüz halde, yine en çok ekmek ve yemek israfı yine bizim toplumumuzda yapılıyor. Her gün ülkemizde binlerce ekmek ve tonlarca yemek çöpe dökülüyor. Çünkü her zaman yiyebileceğimizden daha fazla ekmek alıyor, yiyebileceğimizden daha fazla yemek üretiyor, yiyebileceğimizden daha fazla ekmek satın alıyoruz. Bir diğer nokta ise, bizim kültürümüzde iş yerlerinde yemek ücretsizdir. Yemek ücretsiz olduğu için, insanlar olarak, genellikle yiyebileceklerinden daha fazlasını alırlar. Yiyemediklerinin fazlasını ise çöpe dökerler. Vicdanlarını rahatlatmak isteyen insanlar ise, aldıklarının hepsini tüketmeye çalışırken, aldıkları fazla kaloriden dolayı kilo alırlar. İster istemez bizdeki bu durumu Avrupalılar ile karşılaştıracağım. Avrupa'daki şirketlerde veya iş yerlerinde bedava yemek diye bir şey yoktur. Herkes indirimli olarak, bir firmanın işlettiği kafeteryada satılan yemekleri veya yiyecekleri kendi ceplerinden cüz-i bir miktar vererek satın almak zorundadırlar. Yada isteyen kişiler iş yerinde yemek için kendi evlerinden sandviç veya yemek getirirler. Kafeteryada yiyenler, yiyecekleri kendi ceplerinden para harcayarak satın aldıkları için, yemeyeceği yemeği satın almazlar. Dolayısıyla, Avrupa'da bize göre daha az yemek ve ekmek israfı yapıyorlar. Avrupa'da insanlar zaten yemek yemeğe bizim kadar önem vermiyorlar. Çoğu zaman yemek olayını sağlıklı bir şekilde geçiştiriyorlar. Ancak haftada bir kaç defa aileleri ve arkadaşları ile dışarıya çıkıp, güzel restoranlarda buluşup, toplanıp yemek yiyorlar. İnsanlar yemekten ziyade gezmeye tozmaya, bilime, kültüre, sanatsal faaliyetlere para harcayıp kafa yoruyorlar. Biz ise karnımızı güzelce doyurduktan hemen sonra, bir sonraki öğünde ne yiyeceğimizi düşünüyoruz.


*Nevzat Keleş-“Nasıl Çocuk Yetiştirilmez” Kitabından
Bumerang - Yazarkafe