Vizyon-Misyon Sözlerinin Klişeler Ötesindeki Önemi
& Google
"Paradan başka bir şey getirmeyen şirket, zavallı bir şirkettir!"
Henry Ford
Her kurumun ve her kurumsal olma iddiasındaki şirketin genel merkezinde,
kurumsal dökümanlarında ve internet sitelerinde "Vizyonumuz ve
misyonumuz" adlı bildirgeler bulunur. Bu misyon ve vizyon bildirgeleri,
şirketin yada kurumun değerlerini, amaçlarını, insanlığa ve topluma, olan
borçlarını açıkladıkları manifestolar ve referans bildirgeleridir. Ancak her şeyin tüketildiği ve dejenerasyona
uğratıldığı günümüzde, anlı şanlı "vizyon ve misyon" sözlerinin
anlamları da tüketilmiş ve klişe sözcüklere dönüşmüştür. Çoğunlukla tek tip, basmakalıp, klişeleşmiş
bu "misyon ve vizyon" sözleri gösterişli sloganlar olmanın ötesine
geçemez olmuşlardır. Bu havalı misyon-vizyon sözleri anlı şanlı şirketlerimizin
ana merkezlerinde, faaliyet belgelerinde ve kurumsal dökümanlarında büyük bronz
harflerle yazılsalar da, gerçek anlamlarından uzak bir şekilde üzeri tozlu
tozlanmaya bırakılmışlardır. Şirketleri yönetenler ve şirket çalışanlarının
birçoğu bu sözlerin farkında bile değildirler. Bu yüzden büyük şirketler vizyon
ve misyon sözlerini çalışanlarına zorla ezberlettirirler. Zaten farkındalığı
olan yöneticiler de bu süslü sözlerin sadece o şirketi kurumsal olduğunu
göstermek amacıyla yazılmış sloganlar olduğunu bilirler. Vizyon ve misyonun
önemi, kurumsal dökümanlara yazılmış süslü sözler olmasından öte, aslında o
şirketin veya kurumun gerçekteki değerlerini göstermektedir. Stephen Covey,
“Vizyon bir değerler bütünüdür. Basmakalıp süslü sözlerden öte, hedefinize
doğru giderken değerlerinizi, dayanaklarınızı, nelerden güç aldığınızı, sizi
siz yapan unsurları ifade etmektedir. Vizyonunuz sizin ne kadar uzağa
bakabildiğinizi gösterir." der.
Sadece çok para kazanıp, çok karlı olmayı istemenin o şirketi karlı, büyük
ve zengin yapmayacağını Henry Ford daha işin başındayken fark etmişti. Zira Ford,
zenginlik için zenginliği aşan, para için ise parayı aşan bir vizyon
gerektiğini öğrenmişti. Eğer bir şirket değerlerinde karlılıktan öte bir iyilik
amacı varsa, paradan daha önemli hedefler güdüyorsa o şirket çok büyük bir
şirket olabilir. Sadece para, ciro ve karlılık hedefi güden şirketler başarılı
olamazlar. Bu tür şirketlerin durumu, tıpkı sürekli zenginlik hayali kuran ezik
bireyler gibidir. Egosal nedenlerden dolayı zenginlik hayali kuran insanlar
kazara zengin olsalar bile, çoğunlukla bu durumu kaldıramazlar, kısa süre
içinde ya servetlerini bilinçsizce tüketirler ya da hayatlarını perişan
ederler. Zira, herkes bir gün çok para kazanabilir yada zengin olabilir, ancak
çok az kimse parasını düzgün ve yerinde harcayabilir. Çünkü, paranın nasıl
harcanacağını bilmek için kültür ve vizyon gerekir. Tıpkı bu örnekteki
zenginlik hayali kuran bireyler gibi, sadece ekonomik büyüklük hayali kuran
şirketler zihinsel dönüşümü gerçekleştiremezler. Sahip oldukları durum ile, hedefledikleri
yer arasında sorunlar vardır. Ciro, para ve karlılık oranları o şirketleri esir
alarak kurumsal değerlerini bloke eder. Sadece hedefi zengin olmak olan bir
insanın, motivasyonunu devam ettirmesinin zorluğunda olduğu gibi, sadece en
büyük ve en karlı olmak isteyen şirketlerin de motivasyonları sürdürülebilir
değildir. Yolun bir noktasında zaafiyet geçirir ve havlu atarlar. Zengin
olabilmek için parayı aşan bir vizyon, güçlü olabilmek için ise gücü alan bir
vizyon gereklidir. Büyük olabilmek ve büyük kalabilmek için parayı ve karlılığı
aşan içselleştirilmiş bir kurumsal vizyon gereklidir. Örneğin Google'ı
"Google" yapan vizyonu ele alalım. Google’ın vizyonu en kısa zamanda
dünyanın en büyük, en karlı ve en zengin şirketi olmak mıdır? Eğer Google,
dünyanın en karlı ve en büyük şirketi olmak isteseydi, hayatımızda devrim
yaratan "Google Maps" gibi uygulamaları, milyarlarca kullanıcıya
ücretsiz kullandırmaz, Google Maps'in kaynak kodlarını yazılım
geliştirebilmeleri için geliştiricilere ücretsiz olarak sunmazdı. Hayır, Google
eğer dünyanın en büyük şirketi olmak isteseydi, hiçbir karşılığı olmadan kara
kıta Afrika'ya havada asılı duran balonlarla internet getirebilmek için
yatırıma kalkışmazdı. Hayır, Google dünyanın bir numaralı şirketi olmak
isteseydi, günümüzde "Apple" şirketinin ücretli olarak kullandırdığı,
"Drive, Photos gibi onlarca Cloud hizmetini milyonlarca son kullanıcının
hizmetine ücretsiz olarak sunmazdı. Tam tersine, Google'ın hiçbir uygulaması
direkt olarak son kullanıcıya birşeyler satma amacı gütmeyip. gelirlerini,
Google maps, YouTube gibi inovatif ve yeni pazarlar oluşturan uygulamaları
yaygınlaştıkça, reklam vermek isteyen ve uygulamalarının avantajlarından
yararlanmak isteyen firmalardan elde etmektedir. Google, milyonlarca dolar
ödeyerek ve büyük emeklerle oluşturulan kaynak kodlarını bütün insanlığa,
developperlara ve hatta isteyen son kullanıcılara açmaktadır. Google’ın tüm
dünya insanlarının hayatına getirdiği kolaylıklar ne kadar büyük bir lütuf ve
nimet! Ancak bu büyük vizyonu sayesinde Google çok kısa bir süre içinde
dünyanın en büyük şirketlerinden birisi olmuştur. İnanıyorum ki, çok yakın bir
gecekte, "Apple" şirketinin de önüne geçebilecektir.