Yazaaneye Kaydol

Yazaanede Olan Bitenden Haberdar Ol:

Delivered by FeedBurner

Subscribe to Nevzatın Yazaanesi by Email

22 Ağustos 2017 Salı

Hayat Değiştiren Küçük Alışkanlıklar By Stephen Guise

Hayat Değiştiren Küçük Alışkanlıklar konusu ile benim için kutsal bilgi kaynağı olan "Quora" vasıtası ile tanıştım. Quora'da bir topicte, her gün sadece bir kaç şınav çekerek, hayatları değişen insanların hayatlarını okuduğumda şaşkına dönmüştüm. Daha sonra Stephen Guise'in blogu ile karşılaştım. Günlük birkaç şınav çekmenin yanında çok farklı küçük minik alışkanlıklar olduğunu, "günlük en az bir paragraf yada 50 kelimelik bir yazı yazmak" alışkanlığı gibi bazılarını yine Quora’da bir zaman önce okuduktan sonra, benim de esinlenerek uyguladığımı fark ettim. Hakikaten bu alışkanlık da benim hayatımı değiştirdi. Dünyaya baktığım bakış açımı, hayatla ilgili, kendimle ilgili fikirlerimi değiştirdi. Bu küçük alışkanlık sayesinde iki kitap çıkardım. Şimdi ise üçüncükitabım bitmek üzere. Dördüncü kitabıma da başladım bile. Hakikaten küçük bir alışkanlık deyip geçmemek lazım. İçlerinde sizin de hayatınızı değiştirecek çekirdekler taşıyan mini alışkanlıklar olabilir. Stephen Guise'in çok ilham verici bulduğum bu blog yazısını sizinle paylaşmaktan mutluluk duyuyorum.
 Günlük çektiğim 1 şınav hayatımı değiştirdi
"Değişimin tek yolu, ona dalmak, hareket etmek ve dans etmektir." Alan Watts
2012 yılının Christmas döneminin hemen sonlarıydı. Geçmişimdeki diğer yılların aynı döneminde yaşadığım şeyleri yaşıyordum. 28 Aralık günü, yeni gelen ile birlikte daha fit ve daha çekici bir vücuda sahip olmaya karar verdim. Kendime günlük 30dk spor hedefi koydum. İlk günler zorlukla da olsa günlük hedefim olan egzersizlerimi yaptım. Fakat bir süre sonra artık devam edemez oldum. Motivasyonum kaybolmuştu. Kendimi sürekli yorgun hissettiğim için egzersizleri yapmıyor, ardından da kendime koyduğum  hedef için hiçbir şey yapmadığım için suçluluk hissediyordum. Bu durum uzunca bir süre bu şekilde devam etti. Derken 2013 yılı içinde elime "Thinkertoys" adlı bir kitap geçti. Bu yaratıcı kitap, kendimize detaylı çalışma gerektiren büyük hedefler koymak yerine tam tersine günlük, çok küçük hedefler koymamızı öneriyordu. Böylece kendime günlük "sadece 1 şınav çekme" hedefi koydum. İlk başta kendime koyduğum  günlük 1 şınav hedefi bana çok saçma ve absürd göründü. Bu neredeyse hiç bir şey yapmamakla eşdeğer idi. Fakat dahe büyük egzersiz hedeflerini yerine getiremediğim için günlük tek şınav çekme serüvenine atılmaya karar verdim. Hatta hemen çektim, birkaç tane de fazladan çektim. Böyle tek şınavla başladığım serüvende, zamanla daha fazla şınav çekmeye, hatta bazı günler farkına varmadan 20-30 şınav, derken 30 dakika egzersiz hedefime ulasmaya başladığım anda, zihnimde şimşek çaktı. Evet, tek şınav hedefi ile yola çıkıp, nihai egzersiz hedefime ulaşmıştım.
Bu durumu blogumda paylaştıktan sonra aynı deneyi uygulayan okuyucularımdan gelen geri bildirimlerden de anladım ki, evet işe yarıyor. Oldum olası nöroloji ve psikolojiye ilgi duymuşumdur.İrade gücü ile ilgili psikolojik bariyerler ile ilgili bazı makaleler okuduktan sonra, herşey yerli yerine oturdu. 30 dakikalık yüklü bir egzersiz hedefi, zayıf olan irademe fazla ağır bir hedef olmuştu. Fakat günlük 1 şınav hedefini yapabilmiştim. Çünkü bu hedef benim için, büyük bir irade gücüne ihtiyaç duymuyordu. Hedefimi tutturabilmem için sadece 1 şınav çekmem yeterli idi. Sonrasında gönüllü olarak birkaç şınav ve diğer egzersizler takip ediyordu. Kendi psikolojik direncimi kırmıştım.
Peki, alışkanlıklarımızdan daha önemli bir konu var mı? Duke Üniversitesinin yaptığı bir araştırmaya göre; %45 davranışlarımız, sürekli tekrarladığımız alışkanlıklarımızdır. Bu da hayatımızın çok büyük bir kısmı demektir. Bu çalışma göstermiştir ki, eğer alışkanlıklarınız zayıf ise, hayatta mutlu olamazsınız!.
Küçük alışkanlıklardan edindiğim tecrübeyi, kendime koymak istediğim okuma ve yazma hedeflerime de uyguladım. Ben yazı yazmayı bir yaşam şekli olarak gördüğüm için bir zamanlar kendime günlük 1000 kelime yazma ve haftada 2 kitap okuma hedefi koymuştum. Bu hedefime de sadece bir kere ulaşabildim. Fakat bu hedeflerimi günde en az 50 kelime herhangi bir konuda yazı yazma, ve en az iki sayfa okuma olarak değiştirdiğimde, benim için her şey çok farklı oldu. Çünkü 1000 kelime yazma ve haftada 2 kitap okuma hedefi çok zor geldiği için harekete geçemeyip, hiç bir şey yapamıyorken, en az 2 sayfa okuma ve en az 50 kelime yazma hedeflerini ise uygulamak çok kolaydı. Uyguladıktan sonra kendimi kaptırıp daha fazla yazdığım ve sayfalarca okuduğum da oluyordu. Çünkü bu 2 sayfa okuma ve en az 50 kelime yazma hedefi, beynim için bir tuzak yem idi. Beynim, zihnim ve benliğim yemi yuttuktan sonra gerisi çok kolayca geliyordu. Bir defa başladınız mı gerisi zaten kendiliğinden geliyor. Bu tekniği sizler de uygulayabilirsiniz. Hatta aşağıdaki alanlar gibi başka alanlarda da uygulayarak çok daha farklı alışkanlıklar kazanabilir, çok daha mutlu bir insan olabilirsiniz.
Her gün bir kişiye iltifat etmek.
İki defa pozitif düşünmek.
Bir dakika meditasyon yapmak.
En az günlük üç şey için şükretmek.
Benim yaptığım gibi, bir şınav çekmek.
Benim yaptığım gibi, 50 kelime yazmak ve 2 sayfa kitap okumak.
Dışarı çıkıp 100 adım yürümek.
Üç bardak su içmek

Bunlar gibi küçük alışkanlıkları hayatınızın her alanında uygulayabilirsiniz. Küçük alışkanlıkları uygulamak düşündüğünüzden daha kolaydır. Kendi üstünüzdeki baskı ve aşırı yüksek beklentileri kaldırdığınızda, kendinize başlamak için izin vermiş olursunuz.

Sizce de Stephen Guise'in tespitleri muhteşem değil mi? Ben kendi adıma günlük 50 kelime yazma hedefi ile bu günlere yani üçüncü kitabımı bitirme aşamasına gelebildim. Elbette ilk başta 50 kelime yazı yazma hedefi bana da çok saçma ancak erişilebilir gelmişti. Bazı günler 400-500 kelime yazsam da bazı günler aklıma hiç bir şey gelmiyordu. Ancak her şekilde 50 kelime hedefimi yerine getirebileceğim için, etrafımda olan olayları, günlük yaşadıklarımı, duygu ve düşüncelerimi yazıyordum. Bazı günler gerçekten 50 kelime yazabilmiş miyim acaba diye ciddi ciddi yazdığım kelimeleri sayıyordum. Bazen yazdıklarımı çok saçma buluyor hatta siliyordum. Ancak yaza yaza kendimi geliştirirken, aklıma şimşek çakar gibi kitap yazma fikirleri belirdiğinde, yazı yazmakta hiç zorlanmadım. Konular, bölümler, fikirler, duygular adeta bir sel gibi akmaya başladı. Bu üçüncü kitabımın sonuna yaklaştığım bu günlerde, dördüncü kitabımın ve açtığım blogumun yazılarını da toparlamaya başladım bile. Neden siz de bir benzerini veya başkalarını uygulamayamazsınız?

*http://tinybuddha.com/author/stephen-guise/
*Nevzat Keleş-Hayatın Yönü
Bumerang - Yazarkafe