Hayat
Değiştiren Küçük Alışkanlıklar konusu ile benim için kutsal
bilgi kaynağı olan "Quora" vasıtası ile tanıştım. Quora'da bir topicte, her gün sadece bir kaç
şınav çekerek, hayatları değişen insanların hayatlarını okuduğumda şaşkına dönmüştüm.
Daha sonra Stephen Guise'in blogu ile karşılaştım. Günlük birkaç şınav çekmenin
yanında çok farklı küçük minik alışkanlıklar olduğunu, "günlük en az bir paragraf
yada 50 kelimelik bir yazı yazmak" alışkanlığı gibi bazılarını yine Quora’da
bir zaman önce okuduktan sonra, benim de esinlenerek uyguladığımı fark ettim. Hakikaten bu alışkanlık
da benim hayatımı değiştirdi. Dünyaya baktığım bakış açımı, hayatla ilgili, kendimle
ilgili fikirlerimi değiştirdi. Bu küçük alışkanlık sayesinde iki kitap çıkardım.
Şimdi ise üçüncükitabım bitmek üzere. Dördüncü kitabıma da başladım
bile. Hakikaten küçük bir alışkanlık deyip geçmemek lazım. İçlerinde sizin de hayatınızı
değiştirecek çekirdekler taşıyan mini alışkanlıklar olabilir. Stephen Guise'in çok ilham
verici bulduğum bu blog yazısını sizinle paylaşmaktan mutluluk duyuyorum.
Günlük
çektiğim 1 şınav hayatımı değiştirdi
"Değişimin
tek yolu, ona dalmak, hareket etmek ve dans etmektir." Alan Watts
2012 yılının Christmas
döneminin hemen sonlarıydı. Geçmişimdeki diğer yılların aynı döneminde yaşadığım
şeyleri yaşıyordum. 28 Aralık günü, yeni gelen ile birlikte daha fit ve daha çekici
bir vücuda sahip olmaya karar verdim. Kendime günlük 30dk spor hedefi koydum. İlk
günler zorlukla da olsa günlük hedefim olan egzersizlerimi yaptım. Fakat bir süre
sonra artık devam edemez oldum. Motivasyonum kaybolmuştu. Kendimi sürekli yorgun
hissettiğim için egzersizleri yapmıyor, ardından da kendime koyduğum hedef için hiçbir şey yapmadığım için suçluluk
hissediyordum. Bu durum uzunca bir süre bu şekilde devam etti. Derken 2013 yılı
içinde elime "Thinkertoys" adlı bir kitap geçti. Bu yaratıcı kitap, kendimize
detaylı çalışma gerektiren büyük hedefler koymak yerine tam tersine günlük, çok
küçük hedefler koymamızı öneriyordu. Böylece kendime günlük "sadece 1 şınav
çekme" hedefi koydum. İlk başta kendime koyduğum günlük 1 şınav hedefi bana çok saçma ve absürd
göründü. Bu neredeyse hiç bir şey yapmamakla eşdeğer idi. Fakat dahe büyük egzersiz
hedeflerini yerine getiremediğim için günlük tek şınav çekme serüvenine atılmaya
karar verdim. Hatta hemen çektim, birkaç tane de fazladan çektim. Böyle tek şınavla
başladığım serüvende, zamanla daha fazla şınav çekmeye, hatta bazı günler farkına
varmadan 20-30 şınav, derken 30 dakika egzersiz hedefime ulasmaya başladığım anda,
zihnimde şimşek çaktı. Evet, tek şınav hedefi ile yola çıkıp, nihai egzersiz hedefime
ulaşmıştım.
Bu durumu blogumda
paylaştıktan sonra aynı deneyi uygulayan okuyucularımdan gelen geri bildirimlerden
de anladım ki, evet işe yarıyor. Oldum olası nöroloji ve psikolojiye ilgi duymuşumdur.İrade
gücü ile ilgili psikolojik bariyerler ile ilgili bazı makaleler okuduktan sonra,
herşey yerli yerine oturdu. 30 dakikalık yüklü bir egzersiz hedefi, zayıf olan irademe
fazla ağır bir hedef olmuştu. Fakat günlük 1 şınav hedefini yapabilmiştim. Çünkü
bu hedef benim için, büyük bir irade gücüne ihtiyaç duymuyordu. Hedefimi tutturabilmem
için sadece 1 şınav çekmem yeterli idi. Sonrasında gönüllü olarak birkaç şınav ve
diğer egzersizler takip ediyordu. Kendi psikolojik direncimi kırmıştım.
Peki, alışkanlıklarımızdan
daha önemli bir konu var mı? Duke Üniversitesinin yaptığı bir araştırmaya göre;
%45 davranışlarımız, sürekli tekrarladığımız alışkanlıklarımızdır. Bu da hayatımızın
çok büyük bir kısmı demektir. Bu çalışma göstermiştir ki, eğer alışkanlıklarınız
zayıf ise, hayatta mutlu olamazsınız!.
Küçük alışkanlıklardan
edindiğim tecrübeyi, kendime koymak istediğim okuma ve yazma hedeflerime de uyguladım.
Ben yazı yazmayı bir yaşam şekli olarak gördüğüm için bir zamanlar kendime günlük
1000 kelime yazma ve haftada 2 kitap okuma hedefi koymuştum. Bu hedefime de sadece
bir kere ulaşabildim. Fakat bu hedeflerimi günde en az 50 kelime herhangi bir konuda
yazı yazma, ve en az iki sayfa okuma olarak değiştirdiğimde, benim için her şey çok
farklı oldu. Çünkü 1000 kelime yazma ve haftada 2 kitap okuma hedefi çok zor geldiği
için harekete geçemeyip, hiç bir şey yapamıyorken, en az 2 sayfa okuma ve en az
50 kelime yazma hedeflerini ise uygulamak çok kolaydı. Uyguladıktan sonra kendimi
kaptırıp daha fazla yazdığım ve sayfalarca okuduğum da oluyordu. Çünkü bu 2 sayfa
okuma ve en az 50 kelime yazma hedefi, beynim için bir tuzak yem idi. Beynim,
zihnim ve benliğim yemi yuttuktan sonra gerisi çok kolayca geliyordu. Bir defa başladınız
mı gerisi zaten kendiliğinden geliyor. Bu tekniği sizler de uygulayabilirsiniz.
Hatta aşağıdaki alanlar gibi başka alanlarda da uygulayarak çok daha farklı
alışkanlıklar kazanabilir, çok daha mutlu bir insan olabilirsiniz.
Her gün bir kişiye
iltifat etmek.
İki defa pozitif
düşünmek.
Bir dakika meditasyon
yapmak.
En az günlük üç
şey için şükretmek.
Benim yaptığım
gibi, bir şınav çekmek.
Benim yaptığım
gibi, 50 kelime yazmak ve 2 sayfa kitap okumak.
Dışarı çıkıp 100
adım yürümek.
Üç bardak su içmek
Bunlar gibi küçük
alışkanlıkları hayatınızın her alanında uygulayabilirsiniz. Küçük alışkanlıkları
uygulamak düşündüğünüzden daha kolaydır. Kendi üstünüzdeki baskı ve aşırı yüksek
beklentileri kaldırdığınızda, kendinize başlamak için izin vermiş olursunuz.
Sizce de Stephen Guise'in tespitleri muhteşem değil mi? Ben kendi adıma günlük 50 kelime yazma hedefi ile bu günlere
yani üçüncü kitabımı bitirme aşamasına gelebildim. Elbette ilk başta 50 kelime yazı
yazma hedefi bana da çok saçma ancak erişilebilir gelmişti. Bazı günler 400-500
kelime yazsam da bazı günler aklıma hiç bir şey gelmiyordu. Ancak her şekilde 50
kelime hedefimi yerine getirebileceğim için, etrafımda olan olayları, günlük yaşadıklarımı,
duygu ve düşüncelerimi yazıyordum. Bazı günler gerçekten 50 kelime yazabilmiş miyim
acaba diye ciddi ciddi yazdığım kelimeleri sayıyordum. Bazen yazdıklarımı çok saçma
buluyor hatta siliyordum. Ancak yaza yaza kendimi geliştirirken, aklıma şimşek çakar
gibi kitap yazma fikirleri belirdiğinde, yazı yazmakta hiç zorlanmadım. Konular,
bölümler, fikirler, duygular adeta bir sel gibi akmaya başladı. Bu üçüncü kitabımın
sonuna yaklaştığım bu günlerde, dördüncü kitabımın ve açtığım blogumun
yazılarını da toparlamaya başladım bile. Neden siz de bir benzerini veya başkalarını uygulamayamazsınız?
*http://tinybuddha.com/author/stephen-guise/
*Nevzat Keleş-Hayatın Yönü