Yazaaneye Kaydol

Yazaanede Olan Bitenden Haberdar Ol:

Delivered by FeedBurner

Subscribe to Nevzatın Yazaanesi by Email

25 Şubat 2018 Pazar

İnsanın Ne İster?

İnsan olmanın yolculuğunda insanın fizyolojik ve pisikolojik ihtiyaçlarının harekete geçirici motor işlevi gördüğü ortaya çıkmıştır. Bu konuda psikolog Abraham Maslow tarafından yapılan çalışma ve ortaya koyduğu “ihtiyaçlar piramidi” büyük yankı uyandırmıştır. Maslow’un “İhtiyaçlar Piramidi” büyük ölçüde kabul görmüş bir insan psikolojisi teorisidir. Maslow’un teorisine göre, insanların pisikolojik olarak temel ihtiyaçlarını karşılamaları sonrasında, kendi içlerinde bir hiyerarşi oluşturan daha üst ihtiyaçları tatmin etme arayışına girdiklerini ortaya koymaktadır. İhtiyaçlar hiyerarşisi, bireyin kişilik gelişiminin o an için baskın olan ihtiyaç kategorisinin niteliği tarafından belirlendiğine işaret etmektedir. Maslow'un kişilik kategorileri kendi aralarında hiyerarşik bir dizilim oluştururlar ve her ihtiyaç kategorisine bir kişilik gelişim düzeyine karşılık gelir. Birey, bir kategorideki ihtiyaçları tam olarak gideremeden bir üst düzeydeki ihtiyaç kategorisine, dolayısıyla üst kişilik düzeyine geçemez. Maslow, gereksinimleri en alt basamaktan başlayarak şu şekilde kategorize etmiştiir:
Fizyolojik gereksinimler: Nefes alma, yiyecek, su, üreme, uyku, sağlık, boşaltım… vb temel ihtiyaçlar…

Güvenlik gereksinimleri: Bedensel bütünlük, iş (kimseye muhtaç olmama), geleceğini garanti altına alma, etik, aile kurma, sağlık, mülkiyet güvenliği… vb ihtiyaçlar…

Toplum tarafından kabul görme & dışlanmama: Topluma ait olma (dışlanmama), sevgi, sevecenlik, arkadaşlık, aile, cinsel yakınlık… vb ihtiyaçlar…

Saygınlık gereksinimi: Kendine saygı, güven, başarı, diğerlerinin saygısı, başkalarına saygı… vb ihtiyaçlar...

Kendini gerçekleştirme gereksinimi: Erdem, yaratıcılık, doğallık, problem çözme, önyargısız olma, gerçeklerin kabulü… vb ihtiyaçlar...

Maslow'a göre birey için o an baskın olan gereksinimler hangi kategoriye ait ise, diğer deyişle günlük etkinlikleri ağırlıklı olarak hangi gereksinimleri doyurmaya yöneliyorsa, kişilik gelişmişlik düzeyi de onun istencinden ya da seçiminden bağımsız olarak bu gereksinim kategorisine karşılık gelen düzeyde bulunacaktır. Belirli bir kategorideki gereksinimler tam olarak karşılanmadan kişi bir üst düzeydeki kategorinin gereksinimlerini algılamaz ve böyle gereksinimlere ihtiyaç hissetmez. Örnek olarak günlük olarak karnını doyurabilen fakat güvenlik içinde bulunmayan, kendini sürekli olarak tehdit altında gören bir insanın dünya görüşünü geliştirmek için kitap okumak gibi bir gereksinimi yoktur. Montaigne, "Denemeler"inde aynı konuyu şöyle işler: Çocuklarımıza kendi dünyalarından önce sekizinci kat göklerdeki yıldızların ve devinimlerinin bilimini öğretmek büyük bir saflıktır. Anaksimenes, Pythagoras'a şunu yazmış. Gözlerimin önünde ölüm ve kölelik dururken yıldızların düzeniyle nasıl uğraşabilirim? (Çünkü o sırada Persliler Yunanlılara karşı büyük bir savaşa hazırlanıyorlardı.) Aynı şekilde, insanın cinsel ihtiyaçları, güvenlik ihtiyaçları gibi temel ihtiyaçlarını gidermeden yazı yazmak, şiir yazmak veya hayatının projesine başlamak gibi üst benlik ihtiyaçlarını hissetmeyecek, gideremediği daha temel ihtiyaçlarını giderme peşinde olacaktır. Ancak bir gereksinim kategorisindeki gereksinimlerin karşılanması durumunda kişi, bir üst kategorideki gereksinimleri karşılamaya yönelecektir. Bu durum kişilik gelişme düzeyini de bir üst düzeye sürükleyecektir. Maslow'a göre psikologların yapması gereken, bireyin kendini gerçekleştirme (self-actualization) aşamasına gelmesinin önündeki engelleri ortadan kaldırmasına yardım etmektir. Maslow'un ihtiyaçlar teorisine göre, belirli temel ihtiyaçlarını karşılayamayan insanlar, ihtiyaçlar piramidindeki üst sıraları yani tekamül ve kendini gerçekleştirme katmanını hedefleyemezler. Bu arada, ilk üç basamak olan fizyolojik, güvenlik ve ait olma ihtiyacının hayvanlarda da olduğunu ifade etmek gerekiyor. İnsanı hayvandan ayıran şeyler, ihtiyaçlar, piramidin en üst iki basamağında yer alır. Yani, eğer insanlar olarak günlerimizi sadece karnımızı doyurmak, üremek, toplumdan dışlanmamak, güvenlik ve gelecek kaygıları ile geçiriyorsak, bir hayvandan çok farklı yaşamadığımızı kabul etmemiz gerekiyor. Kısacası, insan olmanın potansiyeli en üstte yer alan iki basamakta yatıyor.

Maslow'un "İhtiyaçlar Piramidi"nde bahsedilmemiş büyük eksikliklerden de söz etmemiz gerekiyor. Bunlar, insanın özgürlük ihtiyacı, anlaşılma ihtiyacı, ben olma yani kendisi olma ihtiyacı ve hayata dair anlam arayışından gelen inanma ihtiyacıdır. İnsan, hayatın, evrenin ve kendinin varoluşunun anlamını ve sebeplerini bilmek ister. Tam olarak bilemediği veya emin olamadığı konular için bir inanma ihtiyacı hisseder. Eğer insan bir inanç sistemi veya felsefe ile bu eksikliğini tamamlayamazsa kendini eksik ve kusurlu bulur. Belirsizlik ve bilinmezlik insanı endişelendirir, tedirgin eder. Yani, insan hayatına anlam katabilmek için bilmek veya en azından inanmak ister. İşte bu ihtiyaç yüzden dinler ve inanç felsefeleri ortaya çıkmışlardır. Dolayısıyla, insanın inanma ve anlam ihtiyacını da ihtiyaçlar piramidine eklememiz gerekmektedir.  İnanma ihtiyacını, temel ihtiyaçların bir basamak üstüne, insanın olmazsa olmaz ihtiyaçlarından biri olarak yerleştirmemiz gerekir. Maslow’un ihtiyaçlar piramidinde yer almayan bir diğer ihtiyaç da, anlaşılma ihtiyacı, ben olabilme veya benlik kurabilme ihtiyacıdır. İnsan, kendisinin etrafındaki diğer insanlarca anlaşılmasına, kendi karakterinin diğer insanlarca kabul edilmesine de ihtiyaç duyar. Çevresindeki insanlarca anlaşılmayan ve kendisi olarak kabul edilmeyen insan kendi içinde büyük bir boşluk hisseder. Zira, insanın erdeminde ilerleyebilmesi için, insanın kişiliğini ve kendi benliğini de aşabilmesi gereklidir. Ancak ben olamayan, ya da ben olmasına izin verilmeyen bir insan hiç bir zaman benliğini aşmak, bilgelik veya erdem yolunda ilerlemek gibi hedefler peşinde koşamaz. Batılı gelişmiş ülkelerin ilerleme sebeplerinden en önemlisi, bireylerinin, birey olma, yani "ben" olma özgürlüklerinin dokunulmaz olmasıdır. Günümüzün ileri ülkelerin en büyük gücü " ben" olabilen insanlarının sayısıdır. Batılı insanların büyük bir çoğunluğunun kendi hobileri, kendi dokunulmaz bireysel yaşam alanları, kendilerini ifade etme özgürlükleri, kendi tarzları ve kendi duruşları vardır. Bizi de, Batılı toplumlar ve bireylerinden ayıran en temel etken bu faktörlerdir. Doğu toplumlarında bireyin tek başına “ben” olması hoş karşılanmaz ve izin verilmez. Doğu toplumları insanları çoğunlukla aşiretler ve büyük aileler olarak yaşarlar. Bu toplum yapısında bireye ben olma özgürlüğü verilmez. Bireyden çok aşiretin, ailenin ve toplumun değerleri önemlidir. Toplum ise çoğunlukla bireyi baskılar. Doğu toplumları ben olamayan miyonlarca insanla doludur. Maslow'un piramidindeki 4. basamak olan saygınlık gereksinimi kendine saygıyı, güveni, başarıyı, diğerlerinin saygısını kazanmayı, başkalarına karşı saygılı olmayı, kişisel bütünlüğü ve kişinin kendisini tam hissetmesini de kapsar. Kişisel bütünlük ve kendini tam hissetme konusu çok önemldir. Son günlerde sürekli eleştiri konusu olan ego kavramı aslında insanın bilinç altındaki benliğidir. Yukarıda belirttiğim gibi, benlik duygusu gelişmeyen, yani "ben" olamayan insan da hiç bir zaman kendini "tam" hissedemez. Benlik duygusu gelişmemiş ve kişisel bütünlüğü olmayan insan piramitin en tepesini, yani "kendini gerçekleştirme" safhasını hedeflemesi yada aydınlanması beklenemez. Doğan Cüceloğlu'nun savaşçı adlı eserinde; "İnsan ancak kendi kişisel bütünlüğü kadar kendisidir. Kendisi olmayan insanın başkalarını etkileme gücü de yoktur. Kendisi olmayan insan, diğer insanların beklentilerini yaşayan sıradan bir insan olarak yaşar. Kişisel bütünlükten kopan insan gelişemez." der.

İnsan, bir manada da Yin Yang döngüsü ile karşı karşıyadır. Gelişim için öncelikle piramit'in alt basamaklarında yer alan temel ihtiyaçlarımızı karşılamaya, ego ve benlik gelişimi ile birlikte kişisel bütünlük duygusuna ihtiyacımız vardır. Fakat sonrası ve en nihayeti piramitin en tepesi olan kendimizi gerçekleştirime seviyesi için ise egomuzu yenmeye ve benlik duygumuzu aşabilmeye ihtiyacımız vardır. İşte bu yol, insan olmanın yoludur. Bu gelişim, hayatın yolu ve yönüdür. Gözlemlerime göre, toplumumuzun ağırlıklı olarak ihtiyaçlar piramidindeki ilk üç basamağının fasit dairesinde takılı kalmıştır. Toplum olarak burada kalmayı sorun etmediğimiz gibi, bu durumun farkında bile değiliz. Yaşamak için yemek yerine, yemek için yaşıyor, hayatımızın büyük bölümünü, yiyerek-içerek, tatile çıkarak, üreyerek ve mal biriktirip daha zengin olmaya çalışarak geçiriyoruz. Ama enseyi karartmaya gerek yok. Umarım bizler de, bir gün “ben” olabilen bireylerin omzunda yükselen ileri bir insan medeniyeti kurmayı başarabiliriz!

*
https://tr.wikipedia.org/wiki/Maslow_teorisi

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Bumerang - Yazarkafe