Her milletin belli ve öne çıkan bir özelliği
vardır. Örneğin Almanlar çok sistematiktir. Makine gibi kusursuz işleyen sistemler
ve kurumlar kurarlar. Hiçbir kuralı atlamaz, tüm kurallara uyarlar ve koydukları
tüm kuralları uygularlar. Fransızlar jakoben ve özgürlükçüdürler. İngilizler gelenekçidirler.
Her ne kadar demokrasiyi icat eden insanlar olsalar da Kraliçelerine içten bağlılıkları
vardır. Eski eşyalarına, kıyafetlerine, mimarilerine ve diğer geleneksel
değerlerine de bağlıdırlar. Bununla birlikte dünyanın en iyi politika yapan
milletidirler. Yüzyıllar sonrasını planlarlar ve hesaplarlar. Japonlar da gelenekçi
ve çok çalışkandırlar. İtaat kültürüne sahiptirler, arı gibi çalışırlar,
üstlerinin ve yöneticilerinin verdiği her direktifi titizlikle yerine
getirirler. Onur onlar için en büyük değerdir. Verdikleri sözü tutamamak onlar
için en onur kırıcı durumdur. Böyle bir durum yaşayıp da Harakiri yaparak idam
eden Japon sayısı bir hayli fazladır. Evet, her milletin bir özelliği vardır. Kimi
millet bilimde, kimi denizcilikte, kimi ticarette, kimi strateji ve planlamada,
kimi ise siyasette iyidir. Bizim özelliğimiz ise savaşçı ve asker millet olmamızdır.
Sanki doğuştan asker ve savaşçı doğmuşuzdur. Türkler olarak Orta Asya'dan çıktığımızdan
bu yana sadece kendi devletlerimiz için savaşan ve sadece kendi devletimizi koruyan
savaşçılar olmadık. Türk askerleri ve komutanları, tarihte birçok ülke için savaşmışlar,
birçok ülkenin de koruyuculuğunu yapmışlardı. Ortadoğuda kurulan birçok devletin
en seçkin birlikleri Türklerdendi. Tüm dünyaya korku salarak dünyanın en büyük
imparatorluğumu kuran Cengiz Han’ın ordusunun yarısı Türklerden oluşuyordu. İranda
kurulu olan Abbasi İslam ordularının en seçme birlikleri köleleştirerilen
Türklerden oluşuyordu. Daha sonra ordudaki Türk askeri ve subayı sayı o kadar
arttı ki, Türk askerlerinin başındaki yöneticileri Abbasi Halifeliğini yıkarak
Selçuklu devletini kurmuşlardı. Aynı şekilde Memluk Sultanlığının ordularının
da en seçkin birlikleri kölemen Türk askerleriydi. Köleleştirilerek onlar adına
savaştığımız bir memleketi, Mısır'ı ele geçirmek de Türkler için hiç de zor olmamıştı.
Orta Asyada ve Rusyada kurulan birçok devletin koruyuculuğunu yapan en seçme birlikler
Türklerden oluşan birlikleri idi. Türkler olarak neden asker milletiz, hiç düşündünüz
mü? Bizi tarih sayfalarında "asker millet" yapan en önemli
özelliğimiz korkusuz olmamızdır. On yıllardır yaşadığımız onca terör saldırısı,
verdiğimiz on binlerce şehit ve gaziye rağmen, polis, özel harekat, jandarma, özel
harekat, subay, astsubay ve uzman birliklerine asker veya polis olarak
katılabilmek için açılan her eleme sınavına binlerce başvuru olmaktadır. Bu tehlikeli
kadrolara alım zamanlarında ihtiyaç kontenjanın 5-10 katı kadar fazla başvuru olması,
ne kadar korkusuz bir millet olduğumuzu kanıtlıyor. Çatışma, ölüm ve sakatlık riski
bulunmasına rağmen halkımız askerliğe ve polisliğe hala çok rağbet ediyor. Bu kadar
büyük bir çatışma ve ölüm riski eğer herhangi bir Batılı ülkede olsaydı güvenlik
kadrolarına karşı bu kadar rağbet görülmezdi. Evet, askerlik ve savaşçılık Türk'ün
en büyük yeteneğidir. Neredeyse Türk, savaşmak için doğmuştur. Bu durum, Batılı
bilge bir insanın söylediği; "Bir zamanlar nükleer silahlar yoktu, Türkler
vardı!" sözü ile kanıtlanıyor. Bu söz, bizim yüzyıllar öncesinde ne kadar etkili
bir askeri güç olduğumuza dair düşünülerek söylenmiş bir sözdür. Kuşkusuz
korkusuzluğumuz bizim tarihte savaşlarda en güçlü yanımız oldu. Girdiğimiz
savaşların çoğunluğunu ölümün üstüne korkusuzca gidebildiğimiz için kazandık.
Cumhuriyetimizin kurucusu Atatürk bile Çanakkale Savaşında kurşunları biten
askerlerine “ben size savaşmayı değil, ölmeyi emrediyorum!” diyerek süngü takıp
düşman askerlerinin üstüne hücuma kaldırabilmiştir. Ne büyük bir adanmışlık ve
yüce bir ruh hali! Bunu hiçbir batılı ülkenin subayı ve askeri yapamazdı. Bu
korkusuzluğu en son 15 Temmuz darbe gecesinde halkımızın canını hiçe sayarak çatışmanın
ortasına girmesinde de gördük. Cesur insanlarımız tankların önüne çıkıyor, çatışma
bölgelerinde korkusuz ve umursuzca dolanıyordu.
11 Şubat 2018 Pazar
Korkusuz ve Asker Bir Milletiz
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder